DETAY
YALNIZLIĞIN ÇAĞRISI
...

ŞAİR

KAPTAN

KÜÇÜK KIZ

 

( sokak tabelaları ve loş sokak lambası iki yol köşesi park ve bank)

ŞAİR :  (sokaktan parka gelir) Sonsuzluğun sırrını yazmış gibi hissediyorum kendimi, ruhunu satan rahibeler gibiyim. Ömrümce yaşadığım başarısızlık, kendimi beğenmeme ve kim okusa şiirleri mi yazılarımı, lanetlenmiş çiçekler gibi güzel deyince solup yaşamını yitiren. Şiirlerimde hep lanetli ağızların içinde güzel sözleriyle çürüdüler. Gözümden sakındığım bebeklerim onlar benim, sonra da neymiş neden kimselere göstermiyormuşum neden okutuyormuşum. Benim bir derdim var. Sakız edebiyatçılarından değilim. Hatta ben edebiyatçı değilim. İnsanım, insan arıyorum. Aslında kendimi arıyorum. Son yazdığım şiirim kendim olabilir miyim? Yoksa halen aradığım şiiri bulamadım mı? Bu park ah geceleri çıkmaz iki sokağın bekçisi olan park, evde duramıyorum pencereler rüşvet almış memurlar gibi bakıyor yüzüme, kapı söz dinlemeden açılacakmış gibi ve içeri gireceklermiş gibi duruyor. Kedim bile laf taşıyan arabulucular gibi geliyor. Kimseye güven kalmadı.

Kaptan: ( diğer çıkmaz sokaktan şairin son sözlerinde gölge olarak gözükür) evlat merhaba

Şair: merhaba

Kaptan : kaç gecedir seyrediyorum seni, şu karşıki ev benim. Hayrola evlat sorunun mu var. Gelip burada sabahlara kadar oturuyorsun, bir şeyler yazıyorsun. Sonra kendi kendine konuşarak kayboluyorsun.

Şair: pardon kiminle tanışıyorum.

Kaptan : eee, emeklilik işte evlat, daldım konuya direk. Ben şükrü kaptan, yıllarımı şu boğaza verdim. Bir o yakaya bir bu yakaya, artık evdeyim geleni geçeni izliyorum. Gelen gideni hiç sorma artık bakkalın çırağı bile kapıya bırakıyor.

Şair: yalnızsınız anladığım kadarıyla

Kaptan : evet, çoğul yaşamın tekil yalnızlığı benimkisi

Şair: ( sözü not alır) şiirleri seviyorsunuz anlaşılan, çok güzel bir cümle

Kaptan: şiirler mi, anlamam ben evlat, ama bir yerde okumuştum yalnızlık insanı şair yapar diyordu. He birde sevdalık insanı insan yapar diye ekliyordu yazar.sen ne iş yaparsın nerelisin evlat

Şair : Adanalıyım kaptan, uzun zaman oldu tabi buralara geleli, serbest meslekle uğraşıyorum. Bugün orda iş var, hadi selim koş, yarın şurada iş var selim koş. Biliyor musunuz sizin gibi pek düşünen insan kalmadı, oysa her gece buradayım ve kaç kişi görüyordur beni çoğu da ayyaş, deli diyordur bana, siz sahi neden geldiniz.

Kaptan: evlat, ev boğuyor beni, şimdi senin yaşında olacaktım. Evde mi dururdum, filinta gibi giyinip beyazları tüm gün vapurun canını alırdım boğazda. Akşam oldu hadi muhabbeti bol meyhaneye rakımızı açar bizim çocuklarla kafaları çekip şarkılar söylerdik.

Şair : arkadaşlarınız nerdeler

Kaptan : ( güler ) öldüler, yani güldüğüme bakma benim yaşta pek eşek kalmadı köyde, öyle derler bizim orada

Şair:  biliyor musunuz, insanlar aslında hep yalnız

Kaptan : bana hiç öyle gelmiyor. Tüm gün bakıyorum sokağa hiç durmadan koşturuyorlar. Hep acelesi var insanların birine, bir yere yetişmeye çalışıyorlar.

Şair : hayır, hayır yanlış düşünüyorsunuz. İnsanlar az önce dediğiniz gibi tekil yalnızlıklar yaşıyorlar. İçlerinden daima başkalarının hayatına imreniyor ve onu yaşamlarında uyguluyorlar. Sizce bunca insan kendi olmuş olsaydı. Birbirine benzeyen sokaklar ve yaşamlar olur muydu? Olmazdı, kalıplara sığınmış milyarlar var dünyada. Aynı savaşlar gibi aslında insanlar da benliklerini benliklere yok ettiriyorlar. Bakın benden yaşça büyüksünüz mutlaka çok yaşanmışlığınız var. Anılarınız var yani kaç tanesi size ait hiç düşündünüz mü, kendinize sordunuz mu ben kimim veya kendinizin kim olduğunu biliyor musunuz?

Kaptan : şey yani, ben hiç

Şair: bakın bende bundan bahsediyorum, kaç insan kendini biliyor. Günümüzde dünyanın her yerine ulaşmak ve dünyanın her yerinden haber almak o kadar kolay ki, bakın bunu görmek zor değil. Her yerde bebekler insan olarak doğuyor. Fakat büyürken kirlenmiş ve yaşlanmış dünyanın insansızlığı içinde insanlık kavramını öğrenmeden hayattan uçup gidiyorlar. Benim en büyük derdim, insan kalma dersleri vermem gerektiğine inanmam. Siz bile şu an bana garip garip bakıyorsunuz. Sanki size hiç bilmediğiniz bir ülkeden bahsediyorum.Hayır aslında sizinde içinde yaşadığınız bu dünyadan bahsediyorum. İnsan kalmaktan, evet yorucu, yıpratıcı belki de adaletsiz. Şunu düşünüyorsunuz şimdi eminim gözleriniz bunu söylüyor bana, nerden çattık bu adama adalet var diyecek gibi bakıyorsunuz. Evet var, dünyada herkese yetecek toprak var. Yiyecek var.

Kaptan : ya açlık, ya sefalet en başta ben emeklinin hali

Şair : işte bunu anlatmaya çalışıyorum kaptan, en başta sen olmuyor. En başta insan olmalı, sen insan değilsin demiyorum. Ama öncelik insanlık olmalı, paylaşmak olmalı, hepsini geçtim. Konuşmalıyız, anlatmalıyız derdimizi dinlemeliyiz. Bakın siz bile beni dinlemekte zorluk çekiyorsunuz. İçinizdekileri anlatıp kurtulmak istiyorsunuz bu yükten. İşte o yük insanlık kaptan bunun farkına varın.

Kaptan : evlat, sen pek serbest meslek birine benzemiyorsun. Senin gibi içsel düşünen insan olsa olsa aşık filan olur. Sevdiğine kavuşamamış kor gibi yanan biri şair gibi konuşuyorsun. Ama bak sende beni dinle söylediklerin iyi güzel şeyler, fakat bunlar eski dünya lafları, benim gençliğimde dediğin doğruydu hatta benim babamın geçliğinde insanlar birbirlerini tanırdı. Şu İstanbul dediğin yerde bile birbirini bilmeyen olmazdı. Alış verişini güven içinde yapardın. Muhabbetle kahveden geçerdin. Gecesi ayrı değerli, gündüzü ayrı değerli geçerdi. (kaptan aklına bir şeyler gelmiş gibi dağlın bir sigara yakar)

Şair : kaptan ne oldu daldın

Kaptan: eski konular açılınca daldım öyle, meğer eskimişiz be evlat, aklıma o günler geldi koşturmacalarım ilk heycalarım, şimdilerde de bizim gibi beyaz perdede artist görünce heyecandan filmi göz kırpmadan seyreden varmıdır.

Şair: kaptan görüyor musun, herkes içinde insan ah bunu yaşamlarında gösterseler.mesela soğuk sadece kışlarda olsa ve sobalar yansa ısınsak. Kimse donmasa, kimse aç kalmasa dünya birlik olsa kalpler kararmasa, şiirler dedim kaptan pek oralı olmadın ama bu dünyadan çok güzel şiirler geçti, kimisi unutuldu kimisi hatıralarda. Belki yok olma aşamasında. Ama güzellikler hep köşelerin ardında keşke bu kadar korkutulmasaydık. Köşeleri dönecek kadar cesaretimiz kalsaydı.kaptan benim küçük bir kızım var.

Kaptan: ne güzel çok severim çocukları, nerede şimdi annesinde mi kalıyor, hiç görmedim yanında

Şair: hayır hayır öyle değil aslında, nasıl söylesem bilemiyorum

Kaptan : üzüleceğiniz bir konuysa anlatma evlat

Şair:  (konuşmasına başlayacağı sırada bakın arkasında görünmektedir) aslında şu an yanımızda. Ama siz göremiyorsunuz, çünkü o benim kızım

Kaptan : kimse yok buralarda evlat, çıldırdın mı sen

Şair : hayır, hayır korkmayın herhangi bir zarar vermez. Kötü biri değilim. Ben şairim ve yalızlığımda doğan bir kızım var. Onu getiriyorum aslında her gece parka ve kendimi oyalıyorum. Kendimi arayarak geçti ömrüm. Ve geçmeye devam ediyor. Yalnızlığın çağrısı benimkisi ben ararken o beni buldu ve kimseye anlatamadığım insanlık gibi kızımı da kimseye söyleyemedim bu yüzden geceleri geliyorum bu çıkmaz sokak parkına, kızım dinliyor beni cevap veriyor. Her şeye güzel demiyor yorum yapıyor bana, baba diyor şurası eksik  şurayı değiştir diyor. Biliyor musun şair kendi gönlündekini yazar okuyan kendi gönlündekini anlar, işte bunu bana bulduran kızımdır.

(şair anlattıkça yükselmektedir ve git gide kendini kaybedecektir.)

Kimselere anlatamıyorum kaptan, içimde büyüyen ormanlar var. Dünyalar var kapı kulpları şiirlerim benim, dünyalardan dünyalara geçiyorum. Sonuma yaklaştığımı hissediyorum. Ve halen ölümsüzlük şiirini yazamadım. Arıyorum üstadın dediği gibi ‘’ insanlar kötüydü kitaplara sığındım’’ kitaplarda arıyorum. Konuşuyorum onlarla söyleyin bana susmayın, biliyorsunuz diyorum. Bana senin bilmediğini, bulamadığını biz bilemeyiz diyorlar. Haklılar biliyor musunuz, insan kendinin düşmanı kendinin barışıdır. Yolculukta önce kendini yanına alman gerekli, küsmemelisin kendinle, ne zaman korkacak olsan kendinden aynanın karşısına geçip tanışmalısın kendinle. Ben böyle değildim. Ben insanım demek lazım, düşünmek lazım ellerimizi kullanmadan önce beyni çalıştırmamız lazım.çok yorgunum kaptan,  kendimi kaldıramıyorum beynimde ki sesler susmuyor. Her gün her gece düşlerim uyanıklığım. Göz kapaklarım söz dinlemiyor. Uykusuzluk ve uyku bunarlı bile fark edemiyorum. Bayılana kadar sokaklarda yürüyorum. Şiirler okuyorum gecelere, kuşlara, kaldırım taşarlına nasıl dinliyorlar bir görsen, insanlar beni böyle dinlemedi ömrümce, hep itici gözlerle baktılar. Anlamsız sözcükler sundular. Yeter dayanamıyorum kaptan şu küçük kız günahı nedir. Ben dayanamıyorum her gün intihar düşüncesi, yalnızlıktan kurtulmak için insanlara sığınmayı sevdiğime kendimi adamayı istedim. Yalnızım kaptan ve yorgunum filimler de ki gibi bitmeyecek sonum belli, insanlara insan kalmayı anlatamadan beynimde ki sesler yüzünden intihar etmekten korkuyorum. Şu sokaklara yıldıza aya ve gözlerimi kamaştıran güneşe veda edemeden gitmekten korkuyorum.

Kaptan: evlat sakin ol, hayat bu zorluklarıyla da , kolaylılarıyla da bizim, yaşamana bak

Şair: öyle değil kaptan işte, evde bile eşyalar insanlardan büyük olmamalı, eve girdiğinde hükümdar sen olmalısın. Dur durak bilmemeli düşüncelerin fırtınalar kopmalı içinde. Senin sahibin olmamalı herkes istediği işi yapmalı, uykuları çalınmamalı, düşleri hayal kurmaktan öteye geçmeli. Ne diyor filozof ‘’ rüyaları gerçekleştirmenin yolu uyanmaktır’’ uyanmalı insanlar kaptan. Uyutulmamalılar, sürüler misali sürü başının peşine takılmaması lazım insanların. Hürlükten, demokrasiden bahsediyoruz insan önce içinde yaşamalı tüm bunları, gönülden ise muhabbet gönle inermiş lafta kalmamalı, biliyor musun kaptan üç şekil konuşmak vardır. Beyinden, kalpten ve karından insanlar karından konuşur oldu bu günlerde, halimizin tarifi bu işte kaptan

Kaptan : hadi evlat evine bırakım seni kalk hadi

Şair : hayır kaptan, bu insanlık uyanmadan, ben uyumam o evde duramam kaptan (şair iyice kendini kaybetmiştir, son sözlerinde bayılırcasına yere yığılır) hayır kaptan hayırrrr, insanlık uyanmadan uyuyamam…

(son sahne ışık lokal ve kız solda, kaptan şairi tutuyor fon müziği eşligine ışıklar kapanır. Yönetmenin veya sahneleyeek ekibin istegine baglı düzenleme yapılabilir)

 

Okuma: 1250, Tarih: 27 Şubat 2017 Pazartesi
Copyright © 2017 muhammedtiyek.com Tüm Hakları Saklıdır.