HATIRLA | |
... Sende
haklısın, ne diye geliyor bu insanlar üstüne çok biliyorlar sanki durmadan
dedikleri hikaye de geziyorlar, gerçekleşmeyen işlerin peşinde yatıp
kalkıyorlar sinsice. Kızma bize bilerek yapmadık desem ne fayda, diyeceksin belki
de unuttuk söylemeyi desem affedersin bir şey olmaz der geçersin bugünde. yarin
götürürlerse beni o zaman ne derim muamma veyahut bilmece, sende haklısın hata
sende değil, yetiştirende o da mutlu ol istedi senelerce onu böyle
yetiştirmediler boynum bükük sevgiye muhtacım dedi bilgisizce sana kıyamadı ahiret
gitti farkında olamadı bu bir heceleme, söyleyince bocalanıp yolda durulmadı
kurulan düşlerin sonu bulunmadı gidip gelmedi görüp ders alınmadı hayat bu
deyip acısı, tatlısı yoğrulamadı sen tatlı seversin acıyı elbet verirler diye
düşünceden gerçek zenginlik heybeye koyulmadı … Sende haklısın sakal yaş ile
olgunlaşır erken bırakırsan adın hacı olur görenler derviş deyip yolun tekke
yolu olur sandın gerçekle hayali karıştırdın rüyandan vazgeçmek zor geldi.
elliye kadar içilmezse elinden mey sevgilinin küsülmez hemen erkenden öylece,
üslubun özenti olacak, sözlerin çalıntı beynin yorulmayacak kitaplar başladığı
yerde hep duracak, senin adın aydın genç olacak görenler bilgili deyip, dilin
dönüp kelama konuşunca yanından hep adım, adım koşacak sonrada yüzüne gülüp
gerçekten doğru dersin ama yaşın genç daha vaatleri ile senin kanını donduracak
diyecek dinleyeceksin boş olanı sen dolu bileceksin …yaparsın önce kumlara uzan
dönerken buzları tutarsın demek ona kolay sana rahat geldi o yüzden kimliğinde
kaldı o güzel ahenkin rengi , yaşıyordun nede olsa sende haklısın … bilirdin ne
için çağırırlardı seni anlamını bilmesen de kulağa hoş gelirdi söylemi, söyle
sen söyle bilirim ben günü gelince demekten günlerin geçtiğini fark edemeden
sardılar sarmalayıp öptüler koklayıp gömdüler saklayıp anladın her şey gerçek
oldu bir anda ama yola koyulman geç zamanın kuş oldu kanatları altında kalan
zümrüdü anka … amma kaldığın yerde kurtuluş yok yorulma. ışık yandı görüşler
son oldu ne yaptım da bu hale ayan oldum diyip durma nede olsa sende yaşıyorsun
haklısın sonunda …Hani hatırlıyorsun ya deden ne güzel anlatırdı o bitmek
bilmeyen masallar sonunda seni işin içine katar büyük adam olacak benim adam
der sana tebessümler saçar sen baygın gözlerle düşlere dalardın …Tabi sende
haklısın dedenin zamanı miladi 1905 senin zaman çok farklı 21.yy aynı olur mu o
zamanla bu zamanın hakkı , ne değişti baktın mı aynaya senden başka çocuktun o
zaman oyunların adı başka büyüdün şimdi her şey bir başka ne değişti senden başka
… beğenmeme lüksün yoktu aç kalırdın giymem lafı lüğatında yoktu açıkta
kalırdın hepsi artınca unuttun ya vereni üstünü giyinik karnını tok sanma …
uyansan neler görecen neler amma uyanırsan elinden gidecek hayatını vereceğin o
küllerden yaptıgın kara gözlü ıslak tenli sana huri gelir görmediğin için özü
sözü altın sanar sukutu iğne batanı fark etmezsin elinden tutunca o hergele ,
zaman var , hangi zaman ? yol var … Hangi yol ? sordular üstada önemli olan yol
mu ? yürümek mi ? ne güzel cevap etti yolda , yürümekte önemli , yolun yürüyene yürüyenin yola ihtiyacı
vardı bunu özet etti anlamak istemedik hepsini yanı başımızda anlatan musaf
vardı asılı bir süs gibi zarflar içinde saklı mektup gibi kaldı karşı
duvarda … çok işe yarardı açılsa yüzüne
bakılsa neler vardı içinde hayata alınsa ama neler gidecekti bu sahteliğin yok oluşu gerçekmiş gibi
sanılmasa ,gerçekmiş gibi dedim kendi kurduğumuz küçük çerçevelerin ardında
bakarken gerçek gibi gelir uydurmacalar bilgisizlik işte bizi hayat boyu böyle
oyalar bilene sorma dilin yanar üfleyim derken azgına sinek kaçar böyle dedi
başıma ne geldi deme sen gönlünü ver bir bak anlatılanlar ne getirir saltanat
mı verir sınırlı köşelerde kalana, saltanata mı götürür her şeyi sen verdin sen
geri al deyip kendini hicrana atana … |
|
Okuma: 1306, Tarih: 27 Şubat 2017 Pazartesi |