Bilmem kaçıncı sefasını çekecekti ömrüm

Bitmeyen yaz akşamları deniz kıyısında

Yüzün eskimeseydi duvarda asılı fotoğrafta

İçim bu kadar üşümeyecekti sarılsam boynuna

Sokaktan geçen satıcılar bağırmasaydı yalnızlığı

Hissetmeyecektim, pencerede saksıların yağmurlara hasret kalmasa

Alıp başımı kaç gecedir gidecek oluyorum sokaklarda

Ah eski panjurlarından ışık sızmayan ev gardiyan başıma

Çocukluğumuzu hatırlıyorum senin güneş sarısı saçlarında

Saatlerce meyhanelerde yankılanan raks sesini

Dönüşü olmayan aheste süzülen yıldızların altında

Kıyacağım artık canıma kaç bahar geçti yokluğunda

Yaşlanmayacaktın söz vermiştin baş başa

İhtiyarlarım ama yaşlanmam demiştin rüzgârlara

İhtiyarlamak başka yaşlanmak başka fısıltısı kulağımda

Ulan sussakta bir gün daha kalsaydı yaşanacak ihtiyarlıkta

Gedikleri boşalmış duvarların tutmuyor çivi

İçi boşalmış sözcükler anlatmıyor bizi

Kime sorsam seni söyler eski hatıralarda

Yeter çektirdiğin ikimize, ya vur bitsin ya da azat et sevgili...