DETAY
Ihlamur Dalı Ve Çocuk
...


Penceresinde yorgun gözlerle gökyüzüne bakıyordu çocuk. Bir ses geldi derinden ‘’merhaba’’ anlayamadı ilkin çocuk, gökyüzü sandı konuşan. Bir kez daha merhaba dedi. Çocuk gözlerini bahçede ki ıhlamur ağacına çevirmişti bu kez, ıhlamur ağacının dalından geliyordu ses, belki de öyle olduğunu düşünmüştü çocuk. Hafif esinti vardı havada. Dalların birbirine değdiğini düşündü sonra, ses yeniden geldi ‘’merhaba’’ artık emindi ıhlamur dalı konuşuyordu. Çekingenlik ve yalnızlık bürümüş sesiyle merhaba dedi çocuk, kaç zamandır pencerede gökyüzünü izlerken görürüm seni, bugün topladım cesaretimi seslendim sana dedi ıhlamur dalı. Çocuk şaşkınlığını gizleyemediği için sessiz kaldı bir süre. Ihlamur dalı sürdürdü konuşmasını, biliyor musun çocuk gözlerin ışıl ışıl fakat sürekli bir hüzün var yüzünde. Merakımı hoş gör ama sen hep böyle üzüntülü müsün? Pek konuşmuyorsun, anlaşılan pek kimsende yok. Anlat be evlat, neyin var seni her gördüğümde bir yaprağım bahara küsüyor. Yaşça büyüğüm senden ama arkadaşça yaklaşırsan sevinirim.

 Çocuk biraz toparlamıştı kendini, içinden sesler geliyordu. Ihlamur ağacının içinden, kendi içinden geldiğini düşünmekten alamıyordu kendisini, sonra içinden düşündü kendi. Ihlamur ağacı konuşuyor benimle ve iç sesiydi bu tanıyordu. Rüyada olmalıydı, hani rüyalarda olurdu ya böyle şeyler, kabul etmesi kolay olurdu uyanınca geçerdi sonuçta, ama hep gerçek olsun istenirdi. Yoksa bir masalın içine mi girmişti, dedesinden dinlediği bir masalın içindeydi. Belki annesi uyuması için kendisine okuduğu kitabın etkisinde kalmıştı. Orda da vardı konuşan ağaçlar, hayvanlar hatta yıldızlar birbirlerine göz kırpıyorlardı.

Ihlamur daha sevecen bir sesle ‘’hayrola daldın yine ‘’ dedi. Çocuk tekrar gökyüzüne baktı, yıldız göz kırptı bu kez, ani bir hareketle çevirdi başını ıhlamur ağacına pencerenin biraz altında bahçenin köşesindeydi ıhlamur ağacı, ‘’şey pardon’’ dedi çocuk, ne diyeceğini tam olarak bilmiyordu. Küçük yaşına rağmen ıhlamur dalının dediği gibi çok yalnızdı. Arkadaşları pek sevmezdi, annesi ve babası sürekli çalışıyorlardı. Okulu sevmemeye başlamıştı, öğretmenleri bir şey anlamıyordu söylediklerinden. Kendince bir alfabesi vardı. Yazsından daima şikâyetçiydi Türkçe öğretmeni. Şikâyet mektupları ile dolmuştu sırt çantası, ama hiç birini ne annesine nede babasına okutmamıştı. Onlarda anlamayacaktı kendini.

 Ihlamur ağacına dönerek ‘’merhaba’’ dedi. Ihlamur dalı cevap verdi. ‘’ bir an konuşmayı bilmiyorsun sandım ‘’ diyerek hafifçe gülümsedi. Eh dedi ıhlamur ağacı evlat ne derdin var anlat arkadaşına, çocukça bir merakla ilk sorusunu sordu ‘’ sen konuşabiliyor musun’’ ıhlamur ağacı çocuğun meraklı bu sorusuna şöyle cevap verdi. ‘’ Evet konuşabiliyorum’’  herkesle konuşmazdı ıhlamur ağacı, çünkü doğup büyüdüğü bu bahçede ıhlamur ağacı olarak bir tek o vardı. Ve o da kendini hep yalnız hissetmişti bunca zaman. Bu yüzden karar vermişti çocukla konuşmaya, diğer ağaçlar vardı elbet ama ıhlamur onların kendisini beğenmiş olduklarını düşünürdü. Çünkü onlar aralarında konuşurken şu yalnıza da bakın buraya nasıl gelmiş bu derlerdi.

 Çocuk ikinci sorusunu da sordu hemen ‘’ adınız nedir’’ ıhlamur ağacı çevresinde olup bitenleri iyi gözlemleyen bir ağaçtı,ve adın ne demek olduğunu yoldan gelip geçen öğrencilerden, işçilerden, postacıdan öğrenmişti. Çünkü postacı her geldiğinde zile bastıktan sonra şöyle derdi. ‘’ adınıza bir posta var’’ ıhlamur ağacı bunları düşündükten sonra şöyle dedi çocuğa, ‘’ aslında benim bir adım yok’’

 

Çocuk çok şaşırmıştı, okulda herkesin bir adı vardı. Hatta evde beslenilen evcil hayvanlara bile bir ad vermişlerdi. Bunları düşünürken ıhlamur ağacı seslendi. ‘’ bana ıhlamur derler ‘’ öyle diyordu diğer ağaçlar. Çocuk gülümseyerek ‘’ işte bir adın varmış dedi. Hem çok güzelmiş dedi.’’

  Çocuğun bu şaşkınlığı ve ilk anda ki korkusundan dolayı, biraz uykusu gelmişti. Rüya olmadığını yeni anlamıştı. Çünkü insanlar rüyada uyumazlardı ki, ama rüyasında uyuyan insanlarda vardır dedi. Çok uykusu geldiği için ve yarın okula gideceği için artık uyumalıydı. Ve ıhlamur ağacına seslenerek ‘’ ıhlamur benim uyumam gerek ama yarın uzun, uzun konuşalım olur mu’’ dedi. ıhlamur ‘’ evet sabırsızlıkla yarını bekliyorum evlat ‘’ dedi. Ve çocuk pencerenin hemen önünde ki yatağına yatarak derin bir uykuya daldı. 

Okuma: 1269, Tarih: 27 Şubat 2017 Pazartesi
Copyright © 2017 muhammedtiyek.com Tüm Hakları Saklıdır.