Karşı Duvardaki Gölge | |
... Zar zor eğiliyor, pencereden vuran ışıkta ağır hareketleri büyüyerek daha da ağırlaşıyor. Yıllarını işçilikle geçirdiğini yaşlı gölge gizlemiyor, nakış ustasının elleri hafiften kalkıp inerek gölgesine son motifi çizdiriyor. Yontulmuş kesin hareketleri, nakkaşlığının, sanatkârlığının, ustalığının gölgesinde bıraktığı ahenk hissettiriyor varoluşunu. Atölyesi olsa gerek, saatlerdir aynı yönde yüzü gözükmeden aynı hareketlerle kalkıp inen ellerinin, yorgunluğunu düşünmeden edemiyorum. Merakla beklediğim süre boyunca çizdiği motifin hayalini kuruyorum. Kimi zaman kuş, kimi zaman zürafa oluyor. Bir ara sokağı resmediyor diyorum. Ahşap evler yapıyor. Pencereleri telli ahşap evler, Pencerelere çiçekli saksılar çiziyor, sokak büyük bir caddeye çıkıyor, sokakta ki evler dip dibe ve her evde dört pencere var diyorum. Sokakta evler rengârenk, gölgesinde gözüken fırçalar boydan boya değişiyor sürekli, kısa ve ucu sivri olanlarla pencereleri çiziyor. Kalın ve uçları düz olanlarla perdeleri, yassı gözükenlerle çatıları çiziyor. Her evin farklı sokak numaraları var. Sokak dar ve ince su kanallarının yanında yalnız yürünecek kadar dar kaldırımlar. Büyük şairleri anımsıyor içten içe nakkaş, mısraları dar kaldırımlara atıf ederek resmediyor. Sokakta insan çizmiyor. Gölgede insan gözükmüyor. Sokakta gökyüzü yok tuval boydan boya önden arkaya doğru büyükten küçüğe sıralanmış ahşap evlerle dolu. En önde ki ev en büyükleri yaşlı ve ulu evin üç bacasını çiziyor. Bacasından çıkan duman gökyüzüne yükseliyor. Gökyüzü tasvirini dumanların arkasından seyrettiriyor nakkaş. Gölgesi beden hareketlerini unutmuşçasına duruyor. Anımsattığı gökyüzü gibi bulutlar dumanların arkasında geziniyor. Yalnız elleri çok hassas, düz ovalarda yetişen tüylü çiçekler gibi, çocukların koşarken uçurdukları tüylü çiçekler, elleri koşar gibi hızlı fakat tuvalde tüylü çiçekler var sanki yorulmuyor. Yüksekçe merdiven yapıyor sokaktan beş basamak yüksek. Gölgenin eli soldan sağa beş kez hareket ediyor. Yukardan aşağı dört kez hareket ediyor. Gölgesinden alınmışçasına koyu siyahı, merdivenleri dev adımlarına uygun yapılmış en öndeki ev aslında. Nakkaş olduğunu duymuştum mahalleye taşınalı çok olmamıştı. Hiç karşılaşmadık, yalnız geceleri gölgesi ile hemhal oldum geldiği günden beri, gövdesi kaskatı kesilmiş taşlar gibi oynamazdı. Yalnız elleri çok hassas, evleri önce çıplak çiziyor. Gölgesinden belli elleri önce soyar gibi yapıyor. Sonra giydirircesine mutlu elleri, evleri ahşaptan, kapı tokmaklarını pirinçten çiziyor, ruhu dinlendiren toklukta ses veriyor kapı tokmakları. Bu dar sokağa yaptığı her evin kapısına koyduğu pirinç tokmağı mutlaka deniyor. Bir günde çıkan kimseye rastlamadım. Gölgesi bari gölgesini gösterse, ona bile razıyım, nakkaş hassas adam ve insan çizmiyor. Gölgesinden ve sokağa çizdiği kapıların sessizliği bozmasından başka hiç karşılaşmadık. Tüm gece gölgesi karşı duvarda. Pencere kanatlarının tam ortasında nakkaş, yalnız yaşıyor çünkü kaç zamandır bir gölge daha yok yanında. Kim bu nakkaş dedim gölgesi yansıdığı duvardan daha katıyken. Daha dikkatli incelemeye başladım. Şapkasını hiç çıkarmıyor, yatarken bile başında diyesi geliyor insanın, sigara içiyor nakkaş, baca dumanı sanki ahşap evler yanıyor zannedersin, Kolları var sadece ve elleri, nakkaş elleriyle konuşuyor. Evlerin en öndekinin bir yanında ki biraz geride kalmış, dar sokağı biraz genişletmek istiyor belli ki, caddeye birleşen bu dar sokağın evleri birer adım geriye giderek derinlik duygusu yansıtıyor. Gölgesini gördüm geçen gece bu sokakta kimseler yaşamıyor. Pencerede çiçekler canlı… Merakım günden güne artıyor. Kim bu nakkaş, okuryazar birimi, hayal dünyası nasıl, gizliden gizliye muhabbet duymaya başlıyorum. Sabırlı olsa gerek. Yoksa kim uğraşır tüm gün ve gece, Evini komple kendi boyamış diyorlar. Bakkalın çırağı istenen erzakları götürüyormuş. Görmüştür belki nakkaşı, bu kadar gizemin altından elbet çıkar bir oyun. Dedektif paltomu giyiyorum kimselere sezdirmeden. Gölge oyunu bitti nakkaş. Yakından incelemeye başlayacağım. Kendimi iyice kaptırdım. Elimde değil bunca gün, ay olacak mahallede bir nakkaş kimse hakkında bir şey bilmeyecek. Burası benzemez öyle afili laflarla süslü hizmetkârları olan malikâneler semtine, bugün kız evden kaçacak olsa, dünden haberimiz olur.
|
|
Okuma: 1319, Tarih: 27 Şubat 2017 Pazartesi |